Çocuklarımızın anne babadan bağımsız hareket etmesi, sosyal rolleri öğrenmesi, bilişsel ve duyuşsal anlamda beceriler kazanması ve okula uyum sağlaması ancak uygun bir eğitimden geçmesiyle olacaktır. Okul öncesi dönemde bilişsel, duyuşsal ve psikomotor gelişim alanlarıyla ilgili hedeflenen düzeye erişen çocuk; araştırmaktan hoşlanan, duygu ve düşüncelerini ifade edebilen, sosyal ilişkilere önem veren, paylaşmayı bilen, yaşadığı çevreye duyarlı mutlu birey olarak toplumdaki yerini alacak ve topluma faydalı birey olacaktır.
Okul öncesi eğitim “ilk adım”, “ilk basamak”, ilk “okul” heyecanı, ilk “veli” olma heyecanı, ilk bağımsızlık girişimi, ilk evden ayrılma, ilk “özlem”i de içerir belki de…
Eylül ayında okulların açılmasıyla başlayan, okulu ve aileyi saran heyecan yıl sonuna kadar aile katılımları, veli görüşmeleri, çocuklarla yapılan grup rehberlik çalışmaları, gelişim gözlem raporları, veli bültenleri, personel –veli toplantı ve seminerleriyle devam eder.
Okulumuzda rehberlik servisi öğrenciyle ilgili olduğu kadar, ailelerle öğretmenlerle, personelimizle de yakından ilişki halindedir.
Okulumuzun rehberlik anlayışı;
Tüm bu kazanımların gerçekleşebilmesi; işini “sevgi” ve “profesyonel bakış açısı” ile harmanlayabilen kurumlara bağlıdır.
Çocukların kalplerine dokunan, emanet edilen miniklerimizin elinden tutan, iletişim engellerini ortadan kaldıran, ilgi ve yeteneklerini ve tabi ki ihtiyaçlarını keşfetmek adına yakından gözlem yapan, onların dilini özenle konuşmaya çalışan, bunları yaparken enerji, motivasyon, sabır, pozitiflikten ödün vermeyen bir anlayışla çocuklarımız ve ailelerimizle güven ilişkisi içinde her daim yanında olan profesyonel bir çizgide ilerliyoruz.
Unutmayınız…
Eğitim; ağaca benzer, kökleri okul öncesidir.Çocuklara bir şeyler öğretmek çok büyük bir beceridir, onları öğrenme konusunda heyecanlandırmak ise gerçek başarıdır…
Bu yolculukta birlikte olabilmek dileğiyle….